Ana Sayfa / Sözlük

Sözlük

SÖZLÜK

A

Abhymenial spor üreten yüzeye zıt.

Adventif kök bitkide oksijen yetersizliği veya besin noksanlığı gibi nedenlerle ortama adapte olmak için gövdeden anormal bir pozisyonda çıkan kök.

Adventitious septum çekirdek bölünmesi yokluğunda veya ondan bağımsız olarak özellikle     mantarın bir kısmından diğerine sitoplazma hareketi ile ilgili olarak oluşturulan bölme.

Acanthohyphidium (Acanthophysis) Corticiaceae’de botriose, klavat, korolloid veya silindirik parafizis veya süsler veya dikenlerle kaplı sistidium.

Acropleurogenous sporlar hif boyunca veya hif’in ucunda oluşturulur.

Aethalium plazmodium’un tümünden veya önemli bir bölümünden oluşturulan oldukça            büyük, sapsız, yuvarlak veya yığın şeklinde meyvelenme yapısı.

Agamospesies eşeyli üremenin oluşmadığı bir organizma türü olup, tipik olarak klonların bir    koleksiyonunu temsil eder.

Agarik Agaricales’e özgü meyve yapısı ile karakterize edilen bir basidiomycete mantar türü.

Aglutinasyon bir sıvı içinde dağınık halde bulunan hücre ya da parçacıkların kümeleşmesi. Uygun bir sıvı ortamda partiküler formdaki antijenlerle antikorların bağlandıktan sonra kompleksler oluşturarak bir arada kümelenmesi.

Algoritma (Algorithm) belli bir problemi çözmek veya belirli bir amaca ulaşmak için tasarlanan yol’lar.

Allopatrick türleşme veya coğrafik türleşme aynı türün biyolojik popülasyonu dağ oluşumu gibi coğrafi veya göç gibi sosyal değişimlere bağlı olarak yalıtıldığında meydana gelen evrilme.

Allorecognition bir organizma bireyinin kendi dokularını diğerlerininkinden ayırt etme yeteneği.

Alpine yüksek dağlık alanlarda ağaç topluluklarının sona erdiği ve otsu bitkilerin başat olduğu, alt sınır olarak en sıcak yaz ayı için 100C’lik sıcaklığın hüküm sürdüğü biyotik bölgeler.

Alveolar akciğerdeki hava boşluğu içeren doku.

Alveoli morchella askokarp’ı üzerinde bulunan bal peteği gibi küçük yüzey boşluğu veya          oyukluğu.

Amoeboflagellate. Myxomycetes yaşam döngüsünde myxamoeba veya swarm hücre gibi tek çekirdekli haploit trophic dönemleri ifade için kullanılan genel bir terim.

Amplikon amplifikasyon veya replikasyon olaylarının kaynağı ve ürünü olarak oluşturulan bir DNA veya RNA parçası.

Amplifikasyon DNA’nın bir fragmentini veya dizisini izole etme ve deneysel olarak attırma için PCR kullanımı.

Anabolik besinlerin yapısal ve fonksiyonel organizma komponent’leri haline çevrilmesi.

Anthropophilic tercihen insanları hastalandıran dermatofit.

Antienflamatuvar iltihaplanmayı önleyici.

Anti-nutrients besinlerin emilimini engelleyen doğal veya sentetik bileşikler.

Apikulus bazidiumda sterigma’ya ilişik olan spor kısmı.

Apiosporus armut şeklinde, iki hücreli, bir hücrenin diğerinden oldukça büyük olduğu spor.

Apogamy eşeysiz diploid hücrelerin döllenme olmaksızın spor haline çevrilmesi.

Apomorphy bir ata durumundan (plesiomorphy) evrimle türemiş bir karakter durumu olup,      yeni bir evrimsel özellik.

Apoplast plazma zarı dışında maddelerin serbestçe yayılabileceği alan, boşluk.

Array bir substrat üzerine yerleşik farklı DNA dizilerinin binlercesini içerir ve özel bir bireyden DNA’nın genlerde mutasyon içerip içermediğini belirlemek için        kullanılan bir yöntem.

Arbutoid Arbutus cinsine özel, mantar hiflerinin kök uçları civarında kınlar oluşturan bir mikoriza çeşidi.

Ascohymenial gerçek bir himenium içinde düzenlenmiş askuslar, gerçek parafizli bir     himeniuma sahip askoma.

Attine karıncalar mantar yetiştiren karıncalar olarak anılır. Bunlar otları ve yaprakları keserek, kolonilerinin yuvalarına taşır. Sonra yuvada bu bitki parçacıkları üzerinde          gelişen mantarlar karıncalar tarafından besin olarak kullanılır.

Aurikularioid Agaricomycotina/Basidiomycota’da Auriculariales takımına yerleştirilen mantar türleri özelliğine sahip.

Auxotrophic büyümede gerekli özel bir organik bileşiği sentezlemek için bir organizmanın yeteneksizliğidir.

B

Ballistospor bazidium’dan kuvvetle fırlatılan bazidiospor.

Basal group bir klad içinde en erken ayrılan grup.

Basionym bir takson’a şimdiye değin verilmiş ilk isim. Yeniden adlandırılmış bir türün ilk geçerli bilimsel ismi ve yeni ismin esas aldığı orijinal isim.

Biodeterioration mantarlar, böcekler, termit’ler, yumuşakçalar ve kabuklular gibi deniz hayvanları gibi biyolojik ajanların işlevi ile neden olunan bir materyalin özelliklerinde herhangi bir istenmeyen değişim.

Biyoremidasyon çevresel kirleticiler ile bulaşık bir bölgeyi temizlemek amacıyla onları yok etmek ve parçalamak için doğal olarak oluşan veya kasıtlı olarak sokulan mikroorganizmaların veya diğer yaşam biçimlerinin kullanılması sonucu kirliliğin hızlı bir şekilde kaldırılması.

Blastoconidium tek başına veya zincir halinde üretilen ve bir maya hücresinin tomurcuklanmasında olduğu gibi tomurcuk izi bırakarak olgunlukta ayrılan bir holoblastik konidium.

Biyofarmasötik biyolojik bir sağlık ürünü olarak bilinen biopharmaceutic biyolojik kaynaklardan ekstrakte edilmiş veya yarı sentezle yapılmış herhangi bir farmasötik (ilaçların hazırlanmasıyla uğraşan uygulamalı bilim) ilaç ürünü.

Bryophyte’ler kara yosunları, ciğer otları, boynuz otları ve yapraklı kara yosunlarını kapsayan bitkiler.

Biyotrof canlı bir konukçu organizma üzerinde beslenen parazit.

Bulbiferous bazı basidimycetes’in ahıdudu benzeri ince duvarlı, farklılaşmamış homojen hücrelerden oluşan çok hücreli, pseudoparankimatik propaguller’i.

Bulbil birkaç hücreden oluşan, hemen hemen mikroskobik düzeyde küçük sklerotium.

Butyrous tekstür katı ortamlarda gelişen maya kültürlerinin çoğu gibi opak veya yarı parlak tereyağı görünümünde ve kıvamında olma.

C

Caespitose küme halinde büyüme.

Calyculus. Peridium’un dip kısmında oluşturulan ve spor yığınının başını saran kalıcı    kadeh benzeri bir yapı.

Capillitium. Çoğu myxomycetes’in spor yığını içinde bulunan steril elementlerin bir sistemi.

Catahymenium hyphidia’nın değişik seviyelere gömülü ilk oluşturulan elementleri ve bazidiumun yüzeye ulaşmak için uzadığı ve thecium, apothecium gibi palizad bir form üretmediği himenium.

Chiastic bazidium bazidiumun uzun eksenine paralel iğ ile bazidium tepesinde oluşan ilk mayoz bölünme. Bunun tersi iğ yapılarının bazidium eksenine dik olduğu stichic bazidium.

Cleistohymenial Discomycetes’de apothcial gelişimin üç tipinden biri olup, gelişmenin çoğu esnasında kapalı kalma ile karakterize edilen.

Cline bir coğrafyada bir tür ya da takson’un bir yada daha fazla karakteristiğinde görülen dereceli değişim. Birbiri ile akraba organizmaların basamaklı olarak fizyolojik ve morfolojik açıdan genellikle coğrafik ya da çevresel koşular nedeniyle değişmesi.

Coalescent analizi bir popülasyonun tüm üyelerince paylaşılan genel atadan kaynaklanan bir genin tüm allel’lerinin istatistiksel olarak izlenmesi.

Colacosome (kılakozom) Bazen birçok türde mikoparazitizm ile beraber görülen hücre içi organeller olan ‘mercek benzeri yapılar’ olarak ifade edilen kılakozom’lar bulunur. Kılakozom parazit hücresi ile konukçunun hifsel hücresini bağlamak için iş görmesi.

Collarette konidiogen hücre olan fialid’in tepesinde kadeh şeklinde bir yapı.

Commensal Beraber yaşayan iki organizmadan birinin diğerini etkilemeksizin ondan yarar sağlaması olayı.

Conspecific iki veya çok organizma bireyi, popülasyon ve taksa eğer aynı türe aitse konspesifik’tir.

Convergent (Convergence) çok ortak karaktere sahip, ancak çok farklı kökenlerden gelen iki organizmayı açıklar.

Convergent evrim (yakınsak evrim) yakın akraba olmayan (monofiletik olmayan)       organizmaların benzer ortamlara veya ekolojik nişlere uyum sağlama için bağımsız olarak benzer özellikler geliştirdikleri süreçtir. Yakınsak evrim benzer biçim          veya işleve sahip, ancak bu grupların son ortak atasında bulunmayan benzer    yapılar yaratır.

Cryptobiosis kuraklık, donma, oksijen noksanlığı gibi kötü çevresel koşullara tepki olarak bir organizma tarafından girilen yaşamın ametabolik bir dönemi.

Cytokinesis. Tek bir ökaryotik hücre sitoplazmasının iki yavru hücre oluşturmak için    bölünmesidir.

D

Daedaleoid tüp ağızları geniş ve kıvrımlı, labyrinthiform bazidiokarp.

Dehiscence. Spor yığınını açığa çıkartmak için olgun meyvelenme yapılarında peridium’un       (veya cortex) çatlaması.

Demes aynı taksonomik gruba ait bir grup birey.

Dematiaceous çok veya az koyu olarak pigmente misel ve sporlara sahip hifomiset mantarlar.

Dendrohyphidia düzensiz, güçlü olarak dallanmış hifidia.

Dendogram’lar gayri resmi kladogram’lardır. Onlar daha ziyade spekülatif flogeniler olarak ve genellikle resmi olmayan super ağaçlar olarak görülür.

Depside bir ester bağı ile bağlanmış iki veya çok sayıda monocyclic aromatik birimlerden oluşmuş polifenolik bileşik.

Depsidone depside’ler ve cyclic eterlerden oluşan esterler.

Derin boğum bir filogenetik ağaçta dallanma noktasından çıkan uzun soylar.

Determinat genetik olarak ön oluşumlu bir yapı tam olarak geliştiğinde büyümenin durmasıdır. Sporlar orijin noktasından koptuktan sonra sporogen yapı gelişmeye devam etmez, böylece sporangiofor veya konidiofor yalnızca bir kez sporangium ve konidiler üretir.

Dış iskelet  (exoskeleton) omurgasız hayvanlardan eklembacaklılar ve yumuşakçalarda görülen iskelet türü.

Difiletik (diphyletic) iki ayrı soya ait hattan türemiş organizmaların taksonomik bir grubu.

Diktioklamidospor bir diğerinden kolayca ayrılan bileşik hücrelerin duvarlarından ayrılabilir bir dış duvardan oluşmuş çok hücreli klamidospor.

Diktiokonidi enine ve dikine bölmeli (muriform) konidi.

Dipterokarps iki kanatlı meyve anlamına gelen ve bilinen yaklaşık 695 türü kapsayan tropikal ova yağmur ormanı ağaçları.

Distoseptate konidi her bir hücrenin kolayca konidiumun dış duvarından ayrılabilen kalın bir ikincil duvar ile çevrildiği çok hücreli konidium.

DNA kodlama (coding) bölgesi bir genin proteini kodlayan DNA veya RNA kısmı.

E

Effuso-reflex substrat üzerine yayılan ve pileus oluşturmak için kenarları yukarıya kıvrılmış bazidiokarp.

Egzipulum bir apotesium’da himenium’u içeren veya bir peritesium’da duvarları oluşturan dokular.

Ekzositoz (exositosis) endositoz ile birlikte aktif taşınmayı oluşturur. Hücre içindeki büyük moleküllerin hücre dışına atılmasını sağlayan taşınma şeklidir. Hücre içindeki moleküllerin sindirilemeyen atıkları, koful içinde hücre zarına getirilip, koful zarı ve hücre zarının birleşmesi yoluyla atılma.

Eksospor (exosporium, epitunica, trchytectum, tunica)  epispor’dan türemiş, fakat kimyasal olarak farklı ve sık olarak spor süslülüğünden sorumlu spor tabakası.

Ekstremofil çoğunlukla tek hücreli olup ekstrem koşullarda yaşayan ve bu koşularda en iyi olarak gelişen organizma.

Elater higroskopik olduğu için çevre nemindeki değişikliklere göre şekli değiştiren bir hücre. Trichiales’in bazı üyelerinin özelliği olup, tekli, serbest, basit veya dallanan kapillitial iplik.

Elisitör bitki zararlıları, hastalıkları veya sinerjistik organizmalar ile ekseri beraber olan dışsal veya yabancı moleküllerdir. Elisitör moleküller bitki hücre zarlarına yerleşik reseptör proteinlere ilişebilir.

Emend. Değişiklik yapma, düzeltme.

Enatiomer bir diğerinin ayna resmi olan ve üst üste çakışmayan iki molekülden biri.

Enteroblastik konidiogen hücre duvarının dış katı konidi oluşumu esnasında delinir ve konidium duvarının sentezine katılmaz. Konidioforların, konidiogen hücrelerin ve konidilerin oluşumunda duvar iç tabakasının katılımından kaynaklanan çoğalma.

Epibazidia Tulasnellaceae’da ucunda spor taşıyan çıkıntı.

Epijeus toprak üzerinde veya bir doku yüzeyinde büyüme.

Epinasty özellikle yaprak gibi bir organ veya bitki kısmının üst yüzeyinde artan büyüme olup, bu onun aşağı doğru bükülmesine neden olur.

Episporium sporun şeklini belirleyici kalın, esas tabaka.

Epitesium askokarpta himeniumu örten doku tabakası.

Epi-tip tür isminin kesin belirlenmesinde mevcut tip materyal uygun olmadığında, bir yorumcu tip olarak iş görmek üzere kullanılan bir örnek veya resim. O bir tür veya düşük mertebe bir takson’un ek, netleştirici bir tipidir (örnek veya resim) ve orijinal sınıflandırmadan holo-tip ve para-tip’in gözle görülür şekilde belirsiz veya yetersiz olduğunda oluşturulur. Genelde, bir epi-tip’in tip olarak aynı lokal ve konukçudan türetilmiş olması gerekir.

Eudicots aslında dicots olan, fakat başlıca üç gözenekli polen tanelerine sahip olarak farklı olan bitkiler.

Eugymnohymenial askokarpın en başından beri açık olduğu ascomycetes.

Euseptat yan duvarlara benzer çok katlı duvarlar ile ayrılmış hücrelere sahip.

Eutrophication çözünmüş besinlerce (fosfat gibi) zenginleşmiş, çözünmüş oksijenin azalmasını sonuçlandıran sucul bitki büyümesini teşvik eden su yapısı.

Exocytosis hücre içindeki büyük moleküllerin hücre dışına atılmasını sağlayan taşıma şekli.

Exons DNA’nın olgun mesenger RNA’ya çevrilen kısımları olup, proteinleri kodlar. mRNA yaratmak için bir şablon olarak DNA’nın kullanıldığı olay transcription olarak adlandırılır. mRNA sonra translation denen bir işleme uğrar. Burada mRNA transfer RNA denilen molekülün diğer tipi yoluyla proteinler sentezlemek için kullanılır.

Exosporous. Meyvelenme yapısının dış yüzeyi üzerinde doğan sporlara sahip.

Ex-type streyn streyn’leri resmi olarak tanımlamak ve karşılaştırmak için tip streyn’den türetilmiş canlı bir streyn’in pratikte kullanımıdır. Ex-type streyn’ler çoğu durumda bulunmaz. Özellikle mayalarda ekseri tip streyn terimi yerine ex-type streyn kullanılır.

F

Fenetik filogeni veya evrimsel ilişkilerine bakılmaksızın, organizmaları genellikle morfolojide veya diğer gözlemlenebilir özelliklerde genel benzerliğe dayalı olarak sınıflandırma.

Filogram (phylogram) bir filogeni’nin tahmini olarak kabul edilen dallı bir diyagramı (ağaç)’dır. Dal uzunlukları sonuçlanan evrimsel değişimin miktarına oransaldır. Karakter değişiminin miktarına oransal dal genişliklerine sahip filogenetik ağaç.

Filopodia iplik şeklinde olan ve uca doğru incelen, hareket edebilen hücrelerde bulunan bir yalancı ayak türü.

Filose: silindirik, ipliksi.

Filotip (phylotype) organizmaların bir grubunu sınıflandırmak için kullanılan gözlenen benzerlikler (phenetic).

Filospesies (phylospecies) filogenetik analiz için uygun en küçük birim, tanımlanabilen en küçük biyolojik varlık.

Fitness uygunluk, bir fenotipin uygunluğu diğer fenotipe göre üreme yeteneğidir. En başarılı olarak üreyen fenotipin uygunluk değeri 1’dir. Bir patojen streyn’inin uygunluğu aynı koşullar altında beraber bulunan diğer streyn’lere göre gelişme, üreme ve yaşama için onun yeteneği olarak da açıklanabilir.

Fitoplankton plankton topluluğunun ototrof bileşenleri ve okyanus, deniz ile tatlı su ekosistemlerinin anahtar faktörlerinden biri, fitoplankton’ların çoğu çıplak göz ile görülemeyecek kadar küçüktür.

Flanking regions bir genin her iki yanına sarkan DNA dizileri.

Fotoototrofik (photoautotrophic) enerji kaynağı olarak güneş ışığını kullanmak suretiyle inorganik maddelerden kendi besinini sentezleme yeteneği.

Fucose kimyasal formülü C6H12O5 olan bir heksoz deoksi şeker olup, bitki hücre yüzeyinde azota bağlı glukan’lar olarak bulunur.

Fungicidal mantar öldürücü kimyasal (fungisit).

Fungikolus mantarlar üzerinde yaşayan veya gelişen.

Fungistatic mantar büyümesini bastıran kimyasal bileşik.

Fungivori mantarların besin olarak tüketilmesi.

G

Gasteroid (gasteroid) Basidiomycota’da şimdi geçerliliği olmayan Gasteromycetes sınıfına yerleştirilmiş bulunan bir grup mantar. Bunlar kapalı himeniuma sahip, gil’ler üzerinde düzenlenmemiş veya Gasteromycetes’deki gibi herhangi bir himeniuma sahip olmama.

Gen akışı türün bir popülasyonundan diğerine genlerin veya allel’lerin hareketi ve değişimi.

Generalist dünyanın birçok yöresine dağılmış, kozmopolit.

Genetik kalıtımı, fakat genomik genler ve fonksiyonları ve ilgili teknikleri araştırır.       Genetik tek bir genin fonksiyonunu ve yapısını incelerken, genomik         organizmanın büyüme ve gelişimi üzerine genlerin             kombine etkilerini tanımlamak için   tüm genler ve aralarındaki ilişkiler üzerine uğraş verir.

Genetik determinizm (biyolojik determinizm) bireyde genler veya fizyolojik bir bileşen tarafından, embriyonik gelişimin, çevreye karşın kontrol edilmesidir.

Genetik sürüklenme doğal seçilimden ziyade rastgele olaylar nedeniyle bir popülasyonun genetik yapısında değişim olayı olup, zamanla allele sıklığında değişiklikler sonuçlanması.

Geniculate-sinuous simpodial büyümeden sonuçlanan yönlü değişimler nedeniyle dirsekler oluşturma-dalgalı. Geniculate simpodial büyümeden sonuçlanan yöndeki değişimler nedeniyle oluşan, dirsekli hif veya konidiofor.

Gen silencing (gen susturma) belirli bir genin ekspresyonunu önlemek için bir hücrede gen ekspresyonunun düzenlenmesidir.

Geneological concordance soy bilimsel uyum.

Genome bir organizma DNA’sının noncoding bölgeleri içinde bulunan tüm genler, düzenleyici diziler ve diğer bilgi seti.

Gen susturma bir hücrede belirli bir genin ekspresyonunu önlemek için gen ekspresyonunun düzenlenmesi.

Germplasm tohum ve diğer ekim dikim materyali gibi canlı genetik kaynaklar.

Glib (gleba=angiokarpus) bir sporokarp’ta spor oluşturan doku.

Glikozid (glycoside) glikozidik bir bağla diğer fonksiyonel gruba bağlanmış bir şeker molekülü.

Glikozilasyon (Glycosylation)  enzimler aracılığıyla sakkaritlerin birbirine bağlanarak proteinlere, lipitlere veya organik moleküllere bağlı glikanlar oluşturması. Glikan’ları proteinlere, lipid’lere veya diğer organik moleküllere bağlayan enzimatik olay.

Gloeocystidia Russula polyphylla ve diğer bazı mantar türlerinde sitoplazmada birçok yağ gibi içeriklere sahip sistidium.

Gloeoplerous hif sitoplazmada birçok yağ damlacığı içeren uzun hücreleri olan hif.

Glokozil transferase çoğu tatlandırıcı yapısı ile ilgili geniş bir şeker değiştirici enzim

Gomfoid-falloid mantarlar morfolojik ve ekolojik olarak çok çeşitli yer yıldızları, kokulu boynuzlar, top mermisi, mercan, çomak, jil’li şapkalı, diş, rizupineyt ve yalancı trafılları içeren, dış mikorizal ve çürükçül mantarlar.

Goniocyst likenlerde kısa hücreli hifler ile çevrelenmiş fotobiont hücrelerin küçük bir kümesi.

Guttulat spor içinde oval kabarcıkların varlığı.

Gymnotesial peridiumun gevşek bir hifsel ağ şeklinde olduğu askoma.

Gynophore yerfıstığı çiçeğinin döllenmesini takiben toprağa doğru büyüyerek gelişen ve sonunda toprak içinde yerfıstığı meyvesini oluşturan yapı, peg.

Gyromitroid gerçek morel mevve evi benzeri yalancı morel meyve evi formu.

H

Halotolerant canlıların yüksek tuz konsantrasyonu koşullarına adapte olması.

Haplotip (haplotype) genetikte birlikte taşınan kromozom üzerinde bitişik lokasyonlarda (loci) allele’lerin (DNA dizileri) bir kombinasyonu. Haplotip bir lokus birçok lokus ve tüm bir kromozom olabilir.

Hardwood angiosperm ve dikotiledon olan geniş yapraklı, yapraklarını döken, fakat tropikte herdem yeşil, çiçekli, kayın ve meşe gibi pek, lignifiye olmuş bir odun yapısına sahip ağaçlar, fakat bazılarında odun yumuşak yapıda da olabilir.

Hayfoid (hyphoid) hif benzeri, hayfoid esium stomata’dan hifsel uzantılar üzerinde esium’lara sahip.

Heartwood gövdenin enine kesitinin ekseri çoğunu kapsayan ölü iç kısım.

Hemibiotrof bir zaman canlı dokuda parazit olan ve sonra ölü dokuda yaşamaya devam eden    mantar.

Hemiangiokarpus tam olgunlaşmadan önce açılan sporokarp.

Hepatoproteksion (antihepatotoksisite) karaciğere zarar gelmesini önleme yeteneği.

Heterogamus morfolojik olarak farklı gametlerin birleşmesi sonucu üreme.

Heteropolisakkarit iki veya daha fazla farklı monosakkarit monomerlerinden meydana             gelmiş olan polisakkarit.

Heterotrof (Heterotroph) yaşam için havadaki karbonu kullanamayıp organik karbonu kullanan organizma.

Heterozigosite bir bireyin belirli bir genin veya genlerin iki farklı allele’line sahip olması.

Hidnoid diş veya diken benzeri katı yapılı himenofor.

Hidrolitik bir kimyasal bağın hidrolizini katalize eden madde.

Hifomisetus konidiogen hücrelerin tek bir konidiofor üzerinde veya sinnema, koeremium veya sporodoşium’da geliştiği mantar taksonu.

Hila bir sporun konidiogen hücre veya sterigma’ya bağlandığı noktadaki iz veya işaret.

Himenofor (Hymenophore) basidiokarp’ta trama gibi himeniumu taşıyan steril dokudan oluşmuş spor üreten yapı kısmı.

Hiper çürükçül yalnızca diğer çürükçüller tarafından istila edilmiş substratlar üzerinde yaşayan.

Hipokotil çimlenmekte olan bir fidenin çenek yaprak (kotiledon)’larının altında ve kökün üstünde bulunan gövde kısmı.

Holokarpik mantarda tüm tallusun bir üreme hücresine çevrilmesi.

Holo-tip bir türün veya düşük mertebedeki bir takson’un resmi olarak açıklandığında kullanıldığı bilinen bir organizmanın tek bir fiziksel örneği veya resmi.

Homoplasi (homoplasy) genel ata nedeniyle homolog olmayan organizmaların farklı grupları arasında daha ziyade convergent evrim sonucu olan, genel bir atadan türememiş benzer karakterler.

Homopolisakkarit nişasta, selüloz gibi aynı tip monosakkarit monomerlerinden oluşmuş dallanmış veya tek zincir durumunda olan polisakkarit.

Host jumping mevcut konukçu türlerine filogenetik olarak uzaktan benzer olan yeni bir konukçu türünün kolonize edilmesi.

Husk (hask) tohum dış kabuğu veya ekseri mısır koçanının yapraksı dış örtüsü.

Hyphidium himenium içinde küçük veya modifiye olmuş parafiz, pseudoparafiz, parafizoid gibi terminal hifler.

Hyphothallus. Meyvelenme zamanında bir plazmodium tarafından biriktirilen ince tabaka.

I

Immünomodülasyon immün sistemin modülasyonu olup, bağışıklık sisteminin gücünü             artırma veya azaltma yoluyla immün yanıtın değiştirilmesi; immün yanıtı düzenleme.

Inbreeding aynı soydan bireyler arasında üreme.

Indeterminate sona ermeyen büyümeyi ifade eder. Hif üretiminin uzaması nedeniyle sporangia veya konidia’nın devamlı gelişimi sonucu belirsiz büyüme devam etmek suretiyle terminal sporangia veya konidia oluşturulmaması.

Interkalari hifin ucunda değil de iç hücrelerinde oluşan yapı.

Intermediat kimyasal reaksiyon esnasında oluşan madde.

Introgressed bitki genetiğinde interspesifik bir melezin ebeveyn türlerden birisiyle tekrarlı geriye melezlenmesi sonucu bir genin bir türden diğerinin gen havuzu içine hareket etmesi.

Introns genlerin kısmı olup, exons proteinleri kodlarken, introns kodlamaz. Introns proteinler için doğrudan kodlanmayan gen kısımlarıdır. Intron’lar büyüklük olarak 10 base çiftinden 1000 base çiftine kadar değişir. İntrons genellikle çok hücreli ökaryot’larda bulunur. Onlar maya gibi tek hücreli ökaryotlarda az geneldir, bakteriler de seyrektir.

İso-tip tip koleksiyonunun, holotip’dan gayri, kısmı veya kopyası.

İzozim (isozymes-izoenzim’ler) amino asit dizisinde farklı, ancak aynı kimyasal reaksiyonu katalize eden enzimler.

K

Kannibalistik bir türe ait bir bireyin aynı türden diğer birisini tümden veya bir kısmını besin olarak tüketmesi.

Kardeş grup tek bir soyun bölünmesiyle sonuçlanan iki klad.

Karpogenik meyve üreten, meyve geliştiren.

Katabolik anabolik reaksiyonlarca gereksinilen enerji ve madde sağlamak için kompleks maddelerden besin veya kimyasal enerji ekstrakte edilmesi.

Kemoorganotrof organik bileşikleri okside ederek gereksinilen enerji ve ayrıca karbon elde etme.

Keratitis korneal ülser, kornea’nın tüm veya spesifik katlarının inflamasyonu.

Klad kladistik ekole göre, tek bir ortak ata ile bu ortak atadan evrilerek gelişmiş olan tüm gruplardan oluşan monofiletik taksonomik grup.

Kladogram (cladogram) dalların eşit uzunlukta olduğu bir filogeni’nin tahmini olarak farz edilen bir diyagramıdır. Bu nedenle kladogramlar genel soyu gösterir, fakat takson’ların ayrıldığı evrimsel zamanı göstermez.

Klavorioid mantarlar yerde, bozulan vejetasyon üzerinde veya cansız odun üzerinde oluşturulan dik, basit veya dallanan bazidiokarplara sahip mantarların bir grubu olup, çomak veya mercan mantarları olarak da adlandırılır.

Klemp kınnekşın (clamp connection) çoğunlukla Basidiomycota’da her bir hücrenin veya septa ile ayrılan hif parçasının, farklı cinsel tipteki hiflerin çiftleşmesi yoluyla, bir dizi farklı çekirdeğe sahip olmasını sağlayan olay.

Klipeus bir veya çok askoma veya konidioma üzerinde konukçu dokusu ile veya konukçu dokusu olmaksızın kalkan benzeri stromatik bir büyüme.

Koelomisetus geleneksel olarak piknidial ve acervular döneme sahip mantarlar.

Komensal beraber yaşayan iki organizmadan birinin diğerini etkilemeksizin ondan yararlanması.

Komplementasyon (complementation) interakte olan iki yakın benzer gen aynı hücrede ekspres olduklarında yabani-tip bir fenotip oluşumu.

Konidial kitle sporodşiya veya maya formu gelişimi ile ilgili sarı, turuncu, kırmızımsı kahverengi, tuğla kırmızısı, mavimsi renk gelişimi.

Korolloid mercan şeklinde bazidiyokarp üretme.

Kortisioid (kortikoid) ölü ağaç gövdesi ve dalları yüzeyinde oluşturulan tipik yayvan, düz kabuk benzeri bazidiokarp üretimi. Ayrıca kabuk veya risupineyt (resupinate) mantarlar diye de anılır.

Kreozot çeşitli katranların damıtılması ve odun veya fosil yakıt gibi bitki kaynaklı malzemelerin oksijensiz ortamda yakılması (pirolizi) sonucu oluşan bir karbonlu kimyasal kategorisi. Tipik olarak koruyucu veya antiseptik olarak kullanılır.

Kromogen kimyasal reaksiyonla renkli olarak tanımlanabilen bir bileşiğe dönüştürülebilen renksiz bir kimyasal bileşik.

Ksenobiyotik (xenobiotic) bir organizmanın maruz kaldığı ve onun normal metabolizmasına yabancı kimyasallardır. O organizma içinde bulunan ve doğal olarak üretilmeyen veya organizma içinde bulunması beklenen kimyasal bir madde.

Kültivar alt türün hemen aşağısında olan taksonomik mertebe, çeşit, varyete.  

L

Laccase bakır içeren oxidase enzimi.

Lactiferous süt benzeri bir sıvı.

Lectins çözünebilir karbonhidrat’lara veya glikoprotein veya glikolpid’in kısmı olan karbonhidrat kısmına bağlanabilen proteinler.

Lektotip orijinal yazar bir holotip tasarlamamış olduğunda bir tür veya alt türün açıklayıcı tip   örneği olarak iş görmek üzere seçilen biyolojik bir örnek veya görüntü.

Lemma buğdayda başakçık kısmı.

Lignikolus ölü odun, yapraklar veya ince dallar veya organik artıklar üzerinde yaşayan.

Likenikolus parazit, parasembiont veya çürükçül olarak sadece likenler üzerinde yaşayan          mantar.

Linkage bir kromozomda bitişik genlerin birlikte yeni döllere geçmek üzere ayrılmaz beraberliği.

Lincage disequilibrium (bağlantı dengesizliği) iki veya daha fazla lokusa ait alel lerin rastgele olmayan birlikteliği. Aynı kromozomda bulunan aralarında sınırlı oranda rekombinasyon olan iki veya daha fazla lokusun birlikteliği.

Lipofilik yağ tipi çözücülerde çözünen madde.

Lobose amipsi protozoanlar gibi geniş, kalın pseudopodia’ya sahip. Pseudopodium bir   myxamoebae veya bir plasmodium’da besin yakalamak veya hareket organı         olarak iş görmek için devamlı olarak değişen protoplazmik bir uzama.

Lodicule çayır çiçeğinde yumurtalığın dip kısmında 2 veya 3 küçük pul’dan birisi.

Lumina boşluk, lümen.

Lümen hücresel tüpsü bir yapının iç kısmı.

M

Matrik potansiyel bitki kökleri, toprak parçacıkları ve hava boşlukları içeren bir sistemde su moleküllerinin tutulması.

Makronematus miselium’da morfolojik olarak ayırt edilen özelleşmiş konidiofor.

Mattedrow culture çilek bitkileri genellikle 2-4 yıl arasında olan verimliliği kaybetmeden önceye kadar ürün alınan bir yetiştirme sistemi.

Mazaedium likenlerde bir meyve evi tipi veya bir askomada parafizlerin uçlarından ve salgılarından oluşan yapışkan ve toz benzeri spor kitlesinden ibaret bir yapı.

Meningoencephalitis beyin ve onu saran zarların iltihabı.

Merulioid fungi substrata tamamen yapışık basidioma’ya sahip mantarlar. Bunlarda basidioma çok veya az jelatinize himenofor, medullar doku ve yüzeysel bir abhymenial tabakadan ibaret üç tabakalı bir yapıya sahip.

Metagenomik doğrudan çevresel örneklerden elde edilen genetik materyalin incelenmesi.

Mikobakterium (Micobacterium) aside dirençli, uzun veya kısa çomaklar halinde, hareketsiz, sporsuz, kapsülsüz ve aerobik özelliğe sahip mikroorganizmalardır. Mikobakteriler standart hücre duvarı yapısına sahip değildir ve gram pozitif veya gram negatif olarak sınıflandırılamazlar.

Mikoparazitizm bir mantarın (konukçu) diğeri (mikoparazit) tarafından parazitlenmesi.

Mikofagi mantarların besin olarak yenmesi.

Mikofayl (mycophile) mantar ve diğer yenilebilir mantarları avlamayı, yemek yapmayı veya    yemek yemeyi seven kimse.

Mikoparazit diğer bir mantar türü üzerinde parazit olarak yaşayan mantar.

Mikronematus morfolojik olarak vejetatif hif’e benzer konidiofor.

Miseliogenik misel oluşturan.

Myxamoeba (ç. myxamoebae). Bir gamet olarak ayrıca iş görebilen myxomycete yaşam          döngüsünün mikroskobik, tek çekirdekli amoeboid beslenme dönemi

Mixotroph farklı enerji ve karbon kaynaklarını kullanabilme yeteneğine sahip.

Moleküler-genetik linkage bitişik genlerin birlikte yeni döllere geçmek üzere ayrılmaz beraberliği.

Monomitik bir basidiokarp’ta dallara ayrılan, enine bölmeli,  sık olarak kılemp-kınnekşın’lı,     ince-kalın duvarlı, sınırsız uzunlukta, generatif veya fertil olarak diğer hif’sel tiplere            ve himenium’a neden olan bir çeşit hif.

Mononematous substrattan tekli olarak çıkan hif veya konidiofor.

Monosentrik tek bir merkeze sahip büyüme ve gelişme.

Monotipik tek bir sınıf, takım, familya, cins veya türe sahip takson.

Morfogenes bir organizmanın şeklini geliştirmesine neden olan biyolojik süreç.

Morfotip belirli bir karakteristik meyve şekline sahip genotip grupları.

Mukoid tekstür zamk görünümünde ve kıvamında olan.

Muff 3 ila 10 mm kalınlığındaki, tamamen işlevsel bitki köklerini çevreleyen mantarlar tarafından oluşturulan miselial yapılar.

Mutualism (karşılıklı faydacılık) farklı türlerden iki canlının karşılıklı yardımlaşarak her iki     tarafa da yarar sağlamasına dayalı olan bir ortak yaşam.

N

Neo-tip tüm orijinal materyal kaybolduğunda isimlendirme tipi olarak belirlenmiş örnek veya diğer bir materyal.

Neotropik Güney ve Orta Amerika, Meksika ovaları, Karayip adaları ve Florida’nın güneyini kapsayan alan.

Neuroprotektiv sinir hücrelerini (nöronları) yaralanma veya dejenerasyondan korumaya           yarayan.

Nutriosit askogonium’un bir spor kisti haline gelişen şişmiş kısmı.

O

Odontoid diş benzeri.

Ontogenik bir organizma bireyinin embriyodan ergine gelişimi.

Outkros bir tür içinde farklı genotip’ler arasında üreme.

Ozmotrofi (osmotrophy) beslenme için osmoz ile çözünmüş organik bileşiklerin alınması.

Ö

Ökarpik mantar tallus’unun yalnızca bir bölümünün bir üreme yapısına veya yapılarına            çevrilmesi.

P

Paksilloid Paxillaceae familyasına ait agarikoid, decurrent jil’li ve jelatin gibi olan bazidiokarp tipi.

Palea bazı bitkilerde çiçek yapısı kısmı.

Parafizoid peritesium veya piknidium gibi meyvelenme yapılarında ostiole kısmını kaplayan hifsel steril element benzeri yapılar.

Para-tip bir türü ve diğer bir takson’u gerçek olarak temsil eden bilimsel bir ismi açıklamada yardımcı olan bir organizmaya ait örnek, fakat o holo-tip, iso-tip ve syn-tip değildir. Ekseri para-tip birden çoktur.

Parenthosome enine bölme gözeneklerinde bulunan çok tabakalı endoplasmik retikulum elemanları.

Pellis (pellicul) Agaricales’de bazidiokarp’ın tüllerine ait olmayan hücresel kortikal tabaklar.

Percurrent bir konidiofor’un veya çimlenme tüpünün daha önceden mevcut olan bir gözenek arasından büyümesi.

Periclinal bir fialid’in tepesinde protoplasmik kanalı çevreleyen artık madde zonu.

Periphysoid (perifizat) ağız kısmında gelişen kısa hiflere sahip peritesium veya piknidium.

Phaeodictyospore koyu renkli, çok hücreli, enine ve boyuna bölmeler içeren konidiospor.

Piknosklerotium hücrelerin dış tabakası kalın ve pek bir duvara sahip olan plektenkimatik bir yapı olup, içi oyuk fakat sporlar içermediği için bir piknidium’a benzerdir.

Plagiotropus eğik dönü.

Plantain meyveleri pişirilerek yenen bir muz çeşidi.

Plasmin fibrin pıhtıları dahil çoğu kan plazma proteinlerini parçalayan kanda mevcut önemli bir enzim.

Plasminogen kan plazmasında ve serumunda bulunan plasmin’in öncüsü.

Plasmodiocarp meyvelenme esansında esas damarlar içinde (küçük birimlere     parçalanmaksızın) bir plasmodium konsantre olduğunda oluşturulan sapsız, dallı,            halka şeklinde veya ağ tipinde meyvelenme yapısı.

Pileipellis Agaricales’de pileus’un dış tabakası.

Plektenkima hiflerin birlikte bükülüp sabitlenmesiyle oluşturulan doku.

Pleziomorfik (plesiomorphic) değişmeden gelmiş atasal karakter, ancak atalardan intikal eden, fakat onların neslinin tümünde mevcut olmayan karakter durumları.

Plurivorous çürükçül veya parazit olarak çeşitli konukçu tipi ve substratlar üzerinde yaşama kapasitesi.

Politretik konidiogen hücrenin dış duvarındaki por arasından iç duvarın genişlemesiyle konidi üretimi.

Primordium (ç. primordia) bir organ veya doku gelişiminin tanınabilir en ilk dönemi.

Proliferating yeni kısımların ardışık olarak gelişmesi, ayrıca konidiogen hücrelerin bu tür prolirferation’unun percurrent olarak adlandırılması.

Pro parte (sensu lato=pro parte) Bilinen bir varlıktan daha çoğunu içeren ve bu varlıklardan sadece birinin dikkate alındığı bir takson.

Proteom belirli bir zamanda bir genom, hücre, doku veya organizma tarafından ekspres edilen tüm protein setidir.

Protologue yeni yayınlanmış bir isimle beraber olan tüm orijinal materyal.

Pseudopods yalancı ayak veya psödopod; amip gibi bir hücreli canlılar ile fagositoz      yapabilen hücrelerde hareketi veya beslenmeyi sağlayan hücre çıkıntıları.

Pseudocapillitium bir aethalium’un spor kitlesi içinde oluşan ve gerçek capillitium’u ima eden, fakat aynı biçimde oluşturulmayan düzensiz pleytler, tüpler veya iplik benzeri elementlerin bir sistemi.

Püstülat-konfluent trama ile devam eden-püstüllerle kaplı yüzeyi olan bazidiokarp.

R

Racemic optik olarak etkin bir bileşiğin D- ve L- izomerlerinin eşit miktarda bulunduğu bir karışım.

Radikaller eşleşmemiş elektronu olan atom, molekül veya iyon.

Radioistope fazla nüklear enerjiye sahip stabil olmayan bir atom.

Reflexed pileus kenarının yukarı doğru kıvrılması.

Rekombinasyon ebeveynlerde bulunmayan farklı özelliklerin birleşimine sahip döl üretimi.

Reproductive isolation coğrafik, fiziksel veya biyolojik farklılık nedeniyle eşeyli üremenin engellenmesi.

Reseptör hücre dışındaki bir sinyali hücre içine taşıyan sinyal transdüksiyonunda yer alan bir protein.

Resif kaya, kum ve deniz canlılarının birikimi sonucu gel-gitle oluşan suyun en düşük su seviyesindeki yaklaşık 11 metre veya daha az derinlikli sığ alanlarında oluşmuş sualtı yüzey yapıları.

Restriction enzimi özel bir nükleotid dizisini tanıyan ve restriction yeri veya hedef dizi olarak bilinen bir yerde yalnızca DNA’yı kesen bir protein.

Reticulate düzensiz açıklıklar içeren ağ benzeri, reticulate pseudopodia

Rizupineyt (resupinate) hymenium’un dış yüzde olduğu substrat üzerinde ince olarak yassı biçimde gelişen, baş aşağı bazidiyokarp.

Riseptıkıl (receptacle) bir veya çok organ taşıyan eksen.

RFLP bir DNA örneğinde belli bir restriction enzimi tarafından üretilen restriction fragment’lerinin uzunluğundaki varyasyon.

S

Sapwood ağaçlarda kabuk ile öz odunu arasındaki yumuşak odun kısmıdır. O odunsu bir gövde veya dalın canlı olan en dış kısmı olup, ağaç tacına su ve minerallerin taşınmasını sağlayan ikincil odunun canlı tabakalarıdır. Sapwood kambiyum ve heartwood arasında yer alır. Özsuyun akmadığı heartwood’dan ayrı olarak özsuyun aktığı canlı odun kısmı.

Seaweeds (Deniz yosunu, makro algler) bazı Rhodophyta, Phaeophyta ve Chlorophyta gibi      makro alg türlerini içeren birçok makroskopik, çok hücreli deniz        yosunu türü.

Segregate önceki bir takson’un kısmı olan takson.

Sekotioid pileus’un kenarları saptan ayrılmadığı için epijeus meyve evinin kapalı kalması.

Setose tüylü veya setae taşıyan yapı.

Sfaeropedunkulat bazal uca doğru sivrilen bir uzantıya sahip küresel yapı.

Sianofilik pamuk mavisi (cotton blue) boyasını hemen absorbe eden hücre duvarına sahip.

Sianofilus (cyanophilous) pamuk mavisi veya gentian viyolet gibi mavi bir boyayı kolayca absorbe eden.

Sifelloid (cyphelloid) bazı liken tallusu yüzeyinde tümsek bir yapı veya çöküntü oluşumu.

Sikustreyt (sequestrate) trafıl benzeri, açık himenium’dan evrilmiş ve sporların meyve evi çürüyene veya bir hayvan tarafından yenilene kadar onun içinde tutulduğu kapalı veya hipojeus bir habit’e evrilmiş mantar meyve evi.

Simpatrik (sympatrick) aynı coğrafik bölgede yaşayan tek bir atasal türden evrilmiş aynı veya yakın olarak benzer türlerin popülasyonları.

Simpodial esas eksenin iki yanında ardışık dallar oluşturarak bir zikzak formu geliştirme.

Simplesiomorphy. Filogenetik’de plesiomorphy, simplesiomorphy veya symplesiomorphic      karakter iki veya daha çok taksa tarafından paylaşılan cedsel bir            karakter veya özellik durumu.

Sink fotosentetik olmayan ve kendi gereksinimlerini karşılamak için yeterince    photoassimilate üretmeyen organlar. Örneğin kökler, yumrular, gelişmekte olan           meyveler, olgunlaşmamış yapraklar böyledir.

Solopathogen Ustilago maydis’de olduğu gibi çiftleşme olmaksızın patojenik dimorfik diploid streynler oluşturulabilen ve saprofitik sporidial dönemden parazitik hife değişme yeteneğine sahip patojen streynleri.

Soredia (soredium) mantar hifi tarafından çevrelenmiş algler tarafından oluşturulan küresel mikroskobik, liken tallusunun yüzeyinde oluşan püstüller olup, onlar vejetatif üremede iş gören tomurcuk veya propagul yapıları.

Sorogen Dictyostelia’da bir sorus veya spor grubu haline farklılaşan yalancı plazmodium kısmı.

Sorokarp sorus (küme), karpos (meyve)’den meyve kümesi anlamında bir terim.

Spawn genellikle buharla sterilize edilmiş çavdar veya darı gibi tahıl taneleri üzerinde çoğaltılmış şapkalı mantar miseli, tahıl tanesi/miselium karışımı veya mantar çoğaltma substratı.

Speciation (türleşme) popülasyonların farklı türler haline geldiği evrimsel süreç.

Sphaeropedunculate bazal uca doğru sivrilen bir uzantıya sahip küresel bir yapı.

Stereoid genellikle bazı raf benzeri polipor mantarlara benzer olup, bazısı odunda ince bir tabaka oluşturur. Bu grubun tüm üyeleri Stereum cinsine dahildir.

Stilboid bir propagul olarak iş gören steril, iyi oluşmuş başlığa sahip bazidiokarp benzeri bir yapı.

Stipitipellis Agaricales’de sapın derisi veya şapkanın kütikülası.

Subikulum mantar meyvelenme yapılarının altında miselium’un ağ-, odun- veya kabuk-           benzeri büyümesi.

Subikular hif substratı örten gevşek olarak bir araya gelmiş hif durumu.

Subulat bir noktaya sivrilen silindirik yapı.

Swarm cell. Ayrıca bir gamet olarak iş görebilen Myxomycetes yaşam döngüsünde       mikroskobik, tek çekirdekli kamçılı beslenme dönemi.

Synanamorph farklı formda büyüyen aynı mantar türleri, aynı telemorf’a sahip olan iki veya daha çok anamorf’tan herhangi biri. Herhangi bir morfolojik olarak farklı anamorf’lara sahip bir grup mantar.

Synapomorphy. İki veya daha çok taksa tarafından paylaşılan ve onların en son genel atasında mevcut olan bir özelliktir. Filogenetik’de apomorphy ve synapomorphy bir kladın türemiş karakterlerini ifade eder. Apomorphy bir atanın oluşturduğundan farklı bir karakteristiktir. Synapomorphy organizmalar arasında çok yakın evrimsel ilişkileri ifade ermek için kullanılır.

Synapsis mayosis esnasında oluşan eş kromozomların çiftler oluşturması.

Synaptonemal kompleks mayoz bölünme esnasında eş kromozomların oluşan bir protein yapısı ve kromozom çiftlenmesi synapsis’e ve rekombinasyona aracı olması.

Syngamy. Yeni bir organizma bireyi gelişimini başlatmak için gametlerin birleşmesi, fertilisation’u.

Syn-tip orijinal olarak bir isim önerildiğinde, fakat holo-tip seçilmemiş olduğunda, otor tarafından sözü edilen birçok elementten biri.

T

Takson  bir kategori olmaya yetecek kadar diğer gruplardan farklılıklar taşıyan, kendi   aralarında belirli ortak özelliklere sahip, herhangi bir mertebede bulunan taksonomik       grup.

Taksonomik isim tanımlamada ekseri organizmalara verilen genel ve taksonomik isimlerdir.

Test deniz kestaneleri ve mikroorganizmaların kabuğu.

Testate amoebae. Bir test varlığı ile karakterize edilen amoeboid protist’lerin polifiletik bir      grubu.

Textura angularis enine kesitte üçgen şeklinde görülen çok yoğun olarak paketlenmiş hücrelerden oluşan pseudoparankima.

Thermogenesis canlılarda ısı üretimi.

Tight-cluster elmada ekseri açık ve kısa saplı, sıkı şekilde gruplanmış çiçek tomurcukları dönemi.

Tip bilimsel bir ismin geçerli yayım koşullarını karşılayan açıklayıcı bir esas madde veya esas olduğu kabul edilen bir elementtir. O bir organizmanın bilimsel isminin resmi olarak esas alındığı özel bir örnektir. Tür ismi genellikle bir slayt, bazen metabolik olarak aktif olmayan tip kültürü, bir şekil veya açıklamayı esas alabilir.

Tip-dışı (ex-type) holotip kurutulmuş bir kültür olduğunda veya metabolik olarak inaktif durumda saklanmış örnekten elde edilen canlı kültürler için özellikle kullanılır.

Topoloji şekillerin biçimi ve büyüklüğünde devamlı değişime sahip geometrik özellikler ve      mekânsal ilişkilerin araştırılması.

Trabeculate düz çubuk şeklinde.

Trama holobasidia’lı basidiomycetes’in himenium’unu taşıyan tabaka veya pileus’u içeren       hifsel doku.

Transcription bir DNA segmentinden complementary bir RNA strand’inin üretimi.

Trascriptome bir hücrede veya hücre popülasyonunda tüm RNA molekülleri seti olup, o           bazen   tüm RNA veya mRNA’yı ifade etmek için kullanılır.

Transpozon’lar bir hücre genomunda farklı yerlere transpozisyon olarak adlandırılan bir süreçle hareket edebilen DNA dizileri. Bu süreç mutasyonlara ve genomdaki DNA miktarının değişmesine neden olur.

Trametoid tüm üyelerinin Trametes cinsine ait takson’ları içeren bir mantar kladı.

Trehaloz iki glikoz molekülünden oluşan bir şeker.

Tundra kuzey ülkelerinde rastlanan, yapısına likenlerin de katıldığı bodur ot topluluklarıdır. Ilıman kuşağın kuzeyinden kutuplara doğru yaklaşıldıkça ormanların yerini, bodur çalılar ile karayosunları ve likenlerden meydana gelen tundralar alır. Buralarda toprak hep donmuş halde bulunur. Yerkürenin %3’ü böyle alanlarla kaplıdır.

V

Verruculose siğillere benzer mikroskobik veya küçük çıkıntılar ile süslenmiş pürüzlü bir yüzeye sahip olma.

Vertisillat bir eksen üzerinde 2-3’lü şemsiye telleri gibi değişik halkalar halinde üretilen konidiogen hücre düzenlenmesi.

Vicariance gen akışına veya dağılışına fiziksel veya biyotik bir engelin oluşumuyla bir takson’un coğrafik aralığının veya tüm biota’nın devamsız parçalara ayrılması olayı. Coğrafik bir engel nedeniyle popülasyondaki organizmaların büyük bir grubunun ayrılması. Yeni bir varyete veya bir tür olarak orijinal popülasyonun farklılaşmasını sonuçlandırma, bir alt popülasyonun coğrafik ayrılması ve izoalsyonu.

Z

Zoofilik tercihen hayvanları hastalandıran dermatofit.

Zymogram elektroforesiz ile aktif bir enzimin araştırılması.